Milletvekili Ömer Öcalan, TBMM'ye Araştırma Önergesi Verdi

DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, Şanlıurfa'nın Deprem riski ve yapı stoğuna ilişkin TBMM'ye araştırma önergesi verdi.

SİYASET Yayın: 26 Mayıs 2025 - Pazartesi - Güncelleme: 26.05.2025 18:04:00
Editör - Mehmet Coşkun
Okuma Süresi: 6 dk.
Google News

DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan'ın TBMM'ye verdiği araştırma önergesi şöyle:

Şanlıurfa ili, Türkiye’nin aktif deprem kuşaklarından Arap Levhası ile Anadolu Levhası arasındaki bindirme zonuna yakın bir konumda yer almakta olup, Doğu Anadolu Fay Zonu ve Ölü Deniz Transform Fayı'nın etkisi altındadır. Bu durum, bölgeyi yüksek riskli alanlar arasına sokmaktadır. Ne yazık ki bu gerçekliğe rağmen, bölgedeki yapı stokunun büyük bir bölümü mühendislik hizmeti almadan inşa edilmiş, çoğu bina dayanıksız ve denetimsizdir. Nüfusun önemli bir kısmı düşük gelirli gruplardan oluşmakta ve bu durum, güvenli konutlara erişimi zorlaştırmaktadır.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Kandilli Rasathanesi verilerine göre bölgede 5.0 üzeri büyüklüğünde pek çok deprem meydana gelmiş, yer kabuğu hareketliliği devam etmektedir. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), AFAD ve yerel analizlere göre Urfa’da yaklaşık 530.000 yapı birimi bulunmakta, bunların %52’si 2000 yılı öncesi yapılmıştır. Yüzde 38’i mühendislik hizmeti almamıştır. 2023 yılı Kahramanmaraş Depremi'nde Urfa’da 1000’den fazla yapı hasar görmüştür. Bölgedeki yapı stoğunun önemli bir kısmı deprem yönetmeliğine uygunluk oranı düşük seyretmektedir. Özellikle kırsal mahallelerde ve düşük gelirli kesimlerin yaşadığı bölgelerde hem yapı kalitesi hem de denetim mekanizmaları ciddi yetersizlikler göstermektedir. 13 ilçenin teknik personel afet risk analizi yapabilecek kapasitesi olup olmadığı konusunda da yeterli veri bulunmamaktadır.

Afet anında halkın güvenli toplanmasını sağlamak amacıyla belirlenen toplanma alanlarının büyük bir kısmı işlevsiz ya da yetersiz durumdadır. Bu alanların altyapı eksiklikleri, düzenli denetimden geçirilmemesi, etkin bir biçimde halka tanıtılmaması, yerel ve merkezi yönetimler arasında afet yönetimi konusunda bütüncül ve etkili bir koordinasyonun sağlanamadığını göstermektedir. Bu zafiyet, kamuoyunda sık sık gündeme gelmekte ve afet sonrası müdahale süreçlerinin güvenilirliğini sorgulatmaktadır.

TÜİK 2024 verilerine göre Urfa’nın toplam nüfusu 2.237.745 kişidir. İlçelere göre nüfus dağılımı şu şekildedir:

İlçe Nüfus (2024)

Eyyübiye 405.089

Haliliye 396.226

Karaköprü 295.746

Siverek 274.588

Viranşehir 213.352

Suruç 100.137

Birecik 92.833

Ceylanpınar 92.361

Harran 99.990

Akçakale 129.262

Hilvan 42.560

Bozova 52.578

Halfeti 43.023

Ülke deprem kuşağında yer aldığı gerçeği acı tecrübelerle sabitken, bu gerçekle yüzleşme konusunda gerekli adımların atılmadığı, özellikle depreme karşı kırılgan bölgelerde

bulunan şehirlerimizde gerekli yapısal ve sosyal önlemler halen alınmadığı ortadadır. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde yitirdiğimiz binlerce insanımız, devletin ve yerel yönetimlerin afet öncesi hazırlık, afet anı yönetimi ve afet sonrası iyileştirme süreçlerinde ciddi eksiklikleri olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Yerel yönetimlerin kaynak yetersizliği, merkezi yönetimin planlama ve kaynak dağılımında adaletsizlik, bölge halkının karar alma süreçlerine dahil edilmemesi, afetlere hazırlık kapasitesini daha da zayıflatmaktadır. Bu noktada toplumsal adaleti gözeten, demokratik yerel yönetim anlayışı, ekolojik sürdürülebilirlik ve halkın doğrudan katılımıyla afetlere dirençli kentleşme mümkündür. Bu noktada, Japonya gibi depremlerle yaşamayı öğrenmiş ve buna uygun sistemler geliştirmiş ülkelerin yaklaşımı dikkate alınmalıdır. Japonya, sadece ileri teknolojiler değil; halk katılımı, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, ekolojik kentleşme ve afet eğitimi yoluyla sürdürülebilir ve güvenli şehirler inşa etmektedir.

Japon Modeli unsurları ile desteklenen demokratik, yerel ve ekolojik çözümler kapsamında Urfa ve ilçelerinde “depreme dirençli şehirler” yaratılması hedeflenmelidir.

Bu kapsamda;

ü Yerel yönetimler afet planlarının merkezinde olmalıdır.

ü Yerel yönetimlere afet yönetimi ve dirençli kentleşme için bütçe ve teknik destek sağlanmalıdır.

ü Yerel yönetimlerin teknik personel ve afet hazırlık kapasiteleri artırılmalıdır.

ü Her mahallede yerel afet dayanışma komiteleri kurulmalıdır.

ü Zemin etütleri ve mikro bölgeleme çalışmaları zorunlu hale getirilmelidir.

ü Ekolojik malzemelerle ve yerel tekniklerle güvenli, sürdürülebilir konut üretimi teşvik edilmelidir.

ü Kadınların ve gençlerin yerel afet planlama süreçlerine katılımı sağlanmalıdır.

ü Kadınların, çocukların ve dezavantajlı grupların afet güvenli alanlarına yönlendirmesi planlanmalı ve planlara dahil edilmelidir.

ü Merkezî planlamadan çok, yerel karar alma mekanizmaları güçlendirilmelidir.

ü Mahalle düzeyinde halk meclisleri kurularak bunun aracılığıyla afet bilici sağlanmalıdır.

ü Tüm ilçe ve köylerde düzenli tatbikat ve bilgilendirme zorunlu hâle getirilmelidir.

ü Mahalle temelli ve muhtarlar aracılığıyla afet gönüllü ağları oluşturulmalıdır.

ü Her konutta aile afet planı hazırlanmalı ve kültürel norm haline getirilmelidir.

ü Okullarda ve mahallelerde düzenli tatbikatlar zorunlu tutulmalıdır.

ü Yasal, idari düzenlemeler ve eksiklikler giderilmelidir.

ü TMMOB, AFAD, yerel üniversitelerle işbirliği mekanizmalarının geliştirilmesinin koşulları oluşturulmalıdır.

Urfa’da halk, her an yaşanabilecek bir depreme karşı güvensiz yapılarda yaşamak zorunda kalmaktadır. Kent merkezlerinde düzensiz betonlaşma artarken, kırsal bölgelerde hâlâ kerpiç evlerde yaşam sürmektedir. Halkın yaşam hakkının korunması, sadece afet sonrasında değil, afet öncesinde alınacak önleyici, adil ve sürdürülebilir politikalarla mümkündür.

Merkeziyetçi, betonlaşma odaklı anlayış yerine; Japonya’nın dayanıklılık temelli yaklaşımları ışığında, yerinden yönetimle uyumlu, halkın ve doğanın merkezde olduğu bir kentleşme modeline dönük yapısal bir adım atılmasına, çözüm önerilerinin geliştirilmesi

amacıyla da bir Meclis Araştırması açılmasının yanında ekolojik, yerel ve sürdürülebilir kent uygulamalarının desteklenmesi elzemdir.  

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.